Kayıtlar

Eylül, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kötü

Resim
Ben ne vakit şiir okusam sen gelirsin aklıma..  Ne vakit seni düşünsem, adı şiir olur hecelerimin..  Kimi zaman çocukluğumdan kalan bir anıda bulurum seni, kimi zaman geleceğe dair hayallerde..  İçtiğim suya, yediğim lokmaya, aldığım her nefese biraz sen katarım .. Biraz gözlerini alırım, biraz hayalini.. Sonra başlarım boş kağıtlara seni anlatmaya.. Gelmediğin her gün için bir şiir yazarım, ve sen yazdığım her şiirde biraz daha uzaklaşırsın.. Uzak olman düşüncesi kötü, çok kötü. Aylar oldu görmeyeli seni, ve yıllar oldu bir tene sıkı sıkı sarılmayalı.. Çok uzun zaman oldu içten bir seviyorum'a rastlamayalı.. Sana gelirsek ; Sen zaten hiç yanımda olmadın, ama hep vardın sol 'yanımda'..

Merak Ediyorum!

Resim
Merak ediyorum, sende beni merak ediyor musun? Herhangi bir saatte, herhangi bir ruh haliyle, can sıkıntısından sarıldığın televizyon kumandasıyla kanalları zaplarken, adımın geçtiği bir diziye rastlamıyor musun? Ben sana çok rastladım, ağlayacak gibi oldum her seferinde.. Ağladım da, sen ağlama...  Kaç gün oldu görüşmeyeli, saydın mı? ben 21'de tıkandım... Unutmadan, sana gel diyecek kadar aciz bir haldeyim. (gel)... Dışarı bile çıkmıyorum uzun zamandır. Markete annem, ufak kardeşim gidiyor..Yanlış sigaradan alıyorlar her seferinde.. ama olsun, sen yokken yaktığım her sigara, marlboro gibi siniyor içime.. Marlboro'da ki ''r'' kadar önemsiz yani markası.. Balkona çıkıp sokağı seyrediyorum sık, sık.. Sokağın başında elinde bir şişe şarap, tek dal sönük sigarayla bağıran deli çekiyor dikkatimi. Diyor ki; ''Ey terk edilenler, muhtaç olduğunuz kudret, yalnızca bir kişinin dudaklarından çıkacak 2 kelime, 1 cümle, 13 harfden ibarettir.. Ve bu hiç bir zaman olm

Gün Işımadı mi Oralarda da

Simdi bir yerlerde, Aciyla islaniyor uzun havalar. Bir yerlerde yaslı ter dokuluyor topraga. Can veriyor biri buklum buklum ipe. Uc bes dizeye sigdirmaya calisiyor da sevdasini, Kan siziyor parmaklarindan bir ergenin. Alacakaranlikta ışık serpiyor sokaklara veletler. Yasakli düslerini koyup yataginda, Gül yüzlü sevdigini, Manzarasiz odalarin masa başlarina tasiyor bir ihtiyar. Kaçinci iş saatleri kimbilir, Asfalt döküyor işçiler, Siradan gibi görünen bir sabaha. Ama kirginliklarla, Ama sıkıntilarla, Gün ışıdı sevdiğim, uyan. Hala kan siziyor parmaklarimdan

Yolculuk

Ellerim boşluğa kayıyordu. Avuçlarım terliydi ve bir cinayetten geliyordu vakit sanki, tedirgin ama sakin... En son gördüğüm düşü anımsıyorum da; ellerin bomboştu yine ama bir şeylerin izi vardı. Ya bir şeye tutunmaya çalışmışlardı ya da bir şekilde uzun süre sımsıkı tuttuğu nesneyi tutmaktan vaz geçmişlerdi. Terli ve titrekti ellerin, ben onlara bakarken... Korkuluydu gözlerim ve yüreğim yeni kurtulmuştu sanki bir sevdadan. Ayakta dimdik durup ellerimi seyrediyordum. Odaya sakin ve ılık bir esinti girdi. Vücudum ürperiyordu. Hastalanacaktım. Ya da aklıma gelen bir şey tüylerimi diken diken ediyordu. Bilemiyorum şimdi... Uzun yürüyüşlere çıkmalıydım sanki. Uzun süre bir şeyleri aramak ve bulmak için yollara düşmeliydim. Ruhum bu anlamsız 'yalnız'ı kaldıramıyordu. Bir yerlerden bir müzik sesi geliyordu. Gerçekten bunu duyuyor muydum, yoksa ben mi bir şarkı mırıldanıyordum? Uzun süre hiçbir şey konuşmadan oturduk öylece. Beni uğurlamaya gelmişti, yolda okum