Dördüncüden Haber Yok
Hacettepe Tıp Fakültesi ikinci senedeydim. Pazartesi sabahları benim için tam bir kabus olurdu Sınıftaki beş kız kendi aralarında moda üzerinde konuşurken otuz erkekten büyük bir bölümü maç sonuçları üzerind eküfür kıyamet hararetli yorumlar diğerleride becerdikleri ya da becermeyi hayal ettikleri karı/kızlar hakında atıp tutarlardı. Boysa benim hafta sonu yaşantımı, geçmiş aşklarımı, kayıplarımı, heyecanlarımı, düşlerimi anlatabileceğim kimse yoktu. Gerçi yıllardır açık bir insandım ve gerek sınıf birincisi olmamdan kaynaklı ders konularında gerekse hepsini sustuduğum spor konularında ki muhabbetlerde bile aranılan bir adamdım ama yine de içimde bir parça kendimi gerçek anlamda ifade edemediğim birinin acısını, eksiğini duyardı. Bu anlamda yalnızdım. Ders aralarında büyük bir ümitle koşardım kantine.. herkesin tüzüne bakar muhabbetlerini dinler beden dili analiz dersinden öğrendiğim kadarı ile davranışlarını okumaya çalışırdım ama hayır.. benim kendi dilimden konuşabileceğim