asıl mesele

Yapabilecek hiçbirşey kalmamıştı artık. Tüm kapılar çalınmış, tüm yollar denenmiş, bütün ihtimaller kullanılmıştı. Asker arkadaşım Berkant o gece de sarhoş geldi eve. 
Neden içtiğini sormadım. O da bana, neden içtiğimi neden sormadın bu gece, diye sormadı. Her gece, Berkant'ınin neden içtiği konusunu oturur konuşurduk saatlerce. Bu sefer durum biraz farklıydı. 
Balkona çıktım, bütün gün yağmur tanelerini ağırlayan ıslak çatılara baktım. Kafamda ki soru işaretlerine bir cevap arıyor gibiydim o gece. Merak ettiğim şeyler, cevaplanmasını istediğim sorular vardı. Yapılacak birşeyler olmalı diye düşündüm, mutlaka yapılacak birşeyler olmalı.
Berkant aklımdan geçenleri okuyormuş gibi baktı yüzüme. Oğlum dedi, dert etme bunları.
"Asıl mesele, yapilabilecek hiç birşey yokken çabalamak değil, yapabileceğin bir sürü şey varken hiçbirşey yapmamaktır... "
O gece ne demek istediğini pek anlamamıştım. O günden sonra ne zaman böyle hissetsem Berkant'in o sözleri gelir aklıma.
Trafik kazasında eşini ve sağ kolunu kaybetmiş, mesleği şöför olan ve o kazadan sonra hayattaki herşeyini kaybetmiş bir adamın söylediği o sözler gelir..

Bu blogdaki popüler yayınlar

hep çirkin

nerden başlasam..

özetle..